top of page
Yazarın fotoğrafıAteş Hukuk Bürosu

COVID-19: Ücretsiz İzinler ve Maaş Hacizlerinin Akıbeti

Covid-19 salgın hastalığı 2019 yılının Aralık ayında ilk olarak Çin Halk Cumhuriyeti’nde görülmüş, dünyanın çeşitli bölgelerine yüksek hızla yayılmış ve 11 Mart 2020 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir. Son dönemde Çin’deki etkisi azalmasına rağmen, COVID-19 İtalya başta olmak üzere Avrupa genelinde çok hızlı şekilde yayılmış,[1]ve maalesef Türkiye de yeni Koronavirüs salgınından etkilenmiştir. Türkiye’de 22 Nisan 2020 itibariyle vaka sayısı 98.674’e, vefat sayısı ise 2.376’ya yükselmiştir[2].


Türkiye’nin de etkilendiği bu salgın sebebiyle okullarda eğitime ara verilmesi, etkinliklerin iptal edilmesi, mesire alanlarının kapatılması, yurtdışı gelen giden uçuşların durdurulması, şehirlerarası otobüs ve uçak yolculuklarının sınırlandırılması ve 20 yaş altı ila 65 yaş üzerindeki veya kronik rahatsızlığı olan kişilerin sokağa çıkmasının kısıtlanması gibi tedbirler alınmıştır.

Ekonomik hayatta yaşanan olumsuz gelişmeler karşısında devlet,


  • İktisadi faaliyetlerin ve istihdamın devam etmesi

  • Süreç sebebiyle hak kayıplarının yaşanmaması

amaçlarıyla çeşitli önlemler almıştır.


Önlemler kapsamında istihdam ilişkisini korumak adına kısa çalışma ödeneği prosedürü kolaylaştırılmış ve kısa çalışma ödeneğinden faydalanmak isteyen işyerlerinde istihdamın devam ettirilmesi şartı getirilmiştir. Devam eden süreçte işten çıkarmalar tamamen yasaklanmıştır. Hak kayıplarının önlenmesi amacıyla adli sürelere ilişkin düzenlemeler yapılmış, bu sebeple adliyelerde iş büyük ölçüde durmuştur. Bu yazımızda COVID-19 karşısında alınan ekonomik ve hukuki önlemlerin birbiriyle etkileşimine, maaş hacizleri özelinde değineceğiz.


Ücretsiz İzinler ve Maaş Haczi


COVID-19 salgını ve salgına karşı alınan tedbirlerden işyerleri de kaçınılmaz olarak etkilenmiştir. Salgın sebebiyle birçok işyeri faaliyetine ara vermek zorunda kalmış, evden çalışma düzenine geçmiş veyahut tamamen kapanmıştır. Faaliyetlerine ara veren işyerlerinde bu sebeple kısa çalışma ve ücretsiz izin uygulamalarına başvurulmaya başlanmıştır.


İşte bu ve benzeri sebeplerle işlerine ara veren işyerlerinde faaliyetin durmuş olması sebebiyle karşılıklı mutabakat sağlanması halinde ücretsiz izin uygulamasına başvurulmakta olduğu izlenmektedir.


Son olarak 17 Nisan 2020 Tarih 31102 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren Yeni Koronavirüs (Covıd-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun (“COVID-19 Önlemler Kanunu”)ile yapılan değişiklik sonrası işverenlere 3 ay için tek taraflı olarak işçiyi ücretsiz izne ayırma hakkı tanınmıştır.


COVID-19 Önlemler Kanunu’nun 9. Maddesi “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren üç aylık süreyi geçmemek üzere işveren işçiyi tamamen veya kısmen ücretsiz izne ayırabilir” hükmü ile işverenlerin tek taraflı olarak işçiyi ücretsiz izne ayırabilmelerinin önü açılmıştır.


Söz konusu uygulamaya ilişkin açıklanması gereken birden çok husus olmakla birlikte özellikle de 25/03/2020 tarih 7226 No.lu Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un (“COVID-19 Geçici Tedbirler Kanunu”) Geçici 1. Maddesi ile İcra dairelerinden yapılacak işlemlerin 30/04/2020 tarihine kadar durdurulmuş olması sonrası ücretsiz izne ayrılan borçlu-işçi adına işverenlerin icra dairelerine ödemekte oldukları maaş haczi kesintilerinin akıbetine ilişkin soru işaretleri ortaya çıkmıştır. Başka bir ifadeyle işçisini ücretsiz izne gönderen işveren daha önceden maaşına haciz konulmuş olması sebebiyle icra dairesine ödemekte olduğu maaş kesintisini ödemeye devam edecek midir?


Alacaklının borçluya karşı icra takibi başlatması ve takibin kesinleşmesi akabinde yine alacaklının, kanunun kendisine tanımış olduğu haklar çerçevesinde borcunu tahsil etmesine yönelik yapabileceği bir takım işlemler bulunmaktadır. İşte bu amaca yönelik olarak kanunda tanınmış haklardan biri İcra ve İflas Kanunu’un (“İİK”) 83 ve 355. Maddelerinde yer alan düzenlemeler ile belirlendiği üzere borçlu çalışanın elde ettiği maaş ve ücretlerin kısmen de olsa haczidir.

Uygulamada “maaş haciz” olarak bilinen uygulama; İİK m. 83 “Maaşlar, tahsisat ve her nevi ücretler,… haczolunabilir” hükmü uyarınca ve İİK m. 355’de belirtilen usul de dikkate alınarak gerçekleşmektedir. Alacaklı, İcra Müdürlüğü’nden borçlunun işyerine maaş haczi müzekkeresi gönderilmesini talep edebilmekte, maaş haczi müzekkeresi kendilerine tebliğ olan işverenler de müzekkerede belirtilen meblağı işçisinin maaşından keserek İcra Dairesi hesabına yatırmaktadırlar.

Peki işçi ücretsiz izne çıkarılmışsa yani işverenden herhangi bir alacağı bulunmuyorsa bu durumda işverenlerce düzenli olarak icra dairesine yatırılmakta olan maaş kesintisinin akıbeti ne olacaktır? Esasen İİK m. 83 uyarınca borçlunun maaşına haciz konulabileceğine ilişkin düzenlenme ile haczedilen maaş; işverenin işçi ile arasındaki sözleşmeden doğan ve işçinin iş görme edimi karşılığında hak ettiği alacaktır. Ücretsiz izin süresinde ise taraflar arasındaki iş sözleşmesi askıya alınmış olarak kabul edilmektedir. Başka bir deyişle işverenin ücret ödeme borcu ücretsiz izin devam ettiği süre boyunca ortaya çıkmayacaktır.


Bu açıdan değerlendirildiğinde şayet işçi ücretsiz izne çıkmış ise işçinin, işveren nezdinde herhangi bir alacağı da doğmayacaktır. Dolayısıyla ücretsiz izin hali boyunca işveren işçiye herhangi bir maaş ödemeyeceğinden, işverenin daha önceden yaptığı maaş kesintisi ödemelerini icra dairesine yatırması da söz konusu olmayacaktır.


Bu halde de aynen haciz ihbarnamesi gelmesi ve sonrasında ödemelerin yapılması sürecinde borçlu-işçinin maaş veya ücretinde meydana gelecek değişiklerde olduğu gibi işçinin ücretsiz izne çıkarıldığı durumunun da derhal icra dairesine bildirilmesi gerekir.


Ancak yukarıda da belirtildiği üzere COVID-19 Geçici Tedbirler Kanunu Geçici 1. Maddesi ile icra dairelerinde işlemler durdurulmuş olduğundan 30/04/2020 tarihine kadar işverenler bu bildirimi icra dairesine yapamayabilir.


Bu noktada yapılabilecek husus söz konusu Kanun’un Geçici Maddesi ile belirlenen sürenin sona ermesi akabinde durumun icra dairesine bildirilmesi olacaktır keza söz konusu süreler alacaklılar için de durmuş olduğundan işverenlere bu hususta yeni bir bildirim gelmesi de ihtimal dahilinde değildir.

Şayet işveren sehven, icra dairesine maaş kesintisini ödemekte olduğu işçisi ücretsiz izindeyken İcra dairesine bir ödeme yaparsa bu ödemenin akıbeti ne olacaktır? Bu durumda her ne kadar İİK m. 361 “İcra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır” hükmü uyarınca fazla tahsil olunan paranın hükme hacet olmaksızın geri alınabileceği belirtilse de Yargıtay’ın yerleşik içtihatları doğrultusunda üçüncü kişilerce sehven yapılan ödemelerin İİK m.361’e göre iade edilemeyeceği kabul edilmektedir.


Dolayısıyla bu gibi bir durumda işverenin sehven yatırdığı bu paranın iadesi yargılamayı gerektireceğinden İstirdat Davası veya Sebepsiz Zenginleşme Davası açmak suretiyle iade isteminde bulunması gerekecektir.


Kısa Çalışma Ödeneği


Ek olarak Salgın nedeniyle alınan tedbirler ve yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle birçok işveren kısa çalışma ödeneğine başvurduğu bilinmektedir. Belirtmekte fayda vardır ki Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik[3]’in 7. maddesinin 10. bendi uyarınca kısa çalışma ödeneği nafaka borçları dışında haciz veya başkasına devir veya temlik edilemez.


Aynı şekilde yine bu süreçte işsizlik maaşından faydalanmakta olanlar için de 4447 Sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu 50. Maddesi uyarınca işsizlik maaşının da haczedilmeyeceğini belirtmekte fayda vardır.


Buna karşın kısa çalışma kapsamında çalışan işçilere, işveren tarafından yapılan herhangi bir ödeme, iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak niteliğinde olup işverenin ücret ödeme borcu kapsamında değerlendirilir İşveren tarafından kısa çalışma kapsamındaki işçilere, bu süreçte tazminat, prim ve her ne ad altında olursa olsun herhangi bir ücret ödenirse bu ödemenin dörtte birinin icra dairesine yatırılması gerektiği unutulmamalıdır.

67 görüntüleme0 yorum

Comments


bottom of page